Her Çocuk Özeldir ( Aldı ve Dikkat yönünden inceleme)
Film sayıları ve harfleri tanımada problem yaşayan, disleksi hastası, Ishaan adlı 9 yaşındaki 3.sınıf öğrencisini konu alıyor. Ishaan, resim yapmayı ve doğayı tanımayı çok seven, harfleri ve sayıları tanımadığı için başarısız olan fakat yine de öğrenmeye çabalayan bir çocuktur. Film başlarken, ödev ve yazılılardan tüm arkadaşları yüksek alırken Ishaan’ın çok düşük not aldığını öğreniyoruz. Bu durum, aile ve öğretmenler tarafından Ishaan’ın tembelliği olarak algılanıyor ve Ishaan sürekli azarlanıyor. Bizlerin yapması gereken, böyle bir durumda problemin temeline inmek ve çözüm yolları aramaktır. Fakat filmdeki öğretmenler problemi çözmeye çalışmak yerine daha fazla problem ve öğrenciyi okuldan soğutmaya yönelik hareketler sergiliyorlar. Ishaan’ın sınıfta tüm derslerde başarılı olan bir abisi vardır. Bu durum ailesinin, Ishaan ve abisini kıyaslamasına sebep oluyor. Okuldan atılma ihtimali olan Ishaan yatılı okula gönderiliyor. Okula, ailesi tarafından istenmediği için gönderildiğini düşünen Ishaan, iyice içine kapanık bir psikolojiye sahip hale geliyor ve öğrenci gittikçe kayıp ediliyor. Gönderildiği okulun ana prensibi disiplindir. Bu durum öğretmenler tarafından Ishaan’ın anlaşılmasını uzaklaştırıyor.
Disiplin, öğrenmeyi getirmez. Bizler, disiplin ve kurallar koyarak zorla bilgi aktarmaya çalışırsak bu durum etki tepki olayını doğurur ve öğrenciler derslerde başarılı olamazlar. Ayrıca, Ishaan gibi öğrencilerimiz olduğunda yapmamız gereken, öğrenciyi tembellikle suçlamak değildir. Problemi özümseyip sebeplerini düşünmeliyiz. Hatayı öğrencide ve kendimizde aramalıyız. Bu yaklaşım, öğrencileri tanımamıza olanak sağlar. Her çocuk özeldir, kendine özgü becerileri ve başarıları vardır. Öğrencileri tanımak amacıyla çalışmalar sergilemezsek, birçok çocuğu hayata kazandıramaz aksine kaybederiz. Bir gün yatılı okula, resim dersi için vekil öğretmen tayin edilir. Gelen vekil öğretmen, zihinsel ve bedensel yeterliği olmayan öğrenciler için oluşturulmuş okulda görev almış bir öğretmen olduğundan, çevreye ve öğrencilere bakış açısı, onlara olan tutumu ve yaklaşımı, disiplin çerçevesinde katılaşmış diğer öğretmenlerden farklı olarak göze çarpmaktadır. Ishaan’ın sessiz ve korkak oluşu öğretmen tarafından fark edilir. Bir gün Ishaan’ın sıra arkadaşıyla sohbet havasında konuşur ve Ishaan hakkında bilgi edinir. Bizler de bir problem ile karşılaştığımızda gözlemlerimizi yapmalı ve gerekli müdahalede bulunmalıyız.
Vekil öğretmen, Ishaan’ın geçmiş dönemdeki ders notlarını inceler ve belirli aralıklarda aynı problemleri sergilediğini fark eder. Ishaan’ın hastalığını tespit eder. Ailesiyle görüşmeye gider ve şimdilerde hiç resim yapmayan Ishaan’ın aslında resim yapmayı çok sevdiğini öğrenir. Öğrencinin topluma geri kazandırılması için çalışmalara başlar. Öncelikle harfleri ve sayıları tanıması için çeşitli materyaller kullanır. Zamanla Ishaan okumayı ve yazmayı öğrenmiştir. Öğretmen, öğrencinin kendine güvenini geri kazanabilmesi ve toplumda söz hakkına sahip olabilmesi için resim yarışması düzenler. Disiplin-disiplin-disiplin prensibine sahip öğretmenlerin de bu yarışma sayesinde yumuşadığını fark etmekteyiz. Öğrencilerle iletişimi güçlendiren bu durum bize gösteriyor ki iletişim kurmak ve grup çalışmaları yapmak, birlikte vakit geçirmek, disiplinden çok daha etkilidir.
Öğrencilerimizi tanımalı ve onları anlamalıyız. İyi bir öğretmen olabilmek, iyi gözlem yapmaktan geçmektedir. Çevreye, olan bitenlere hakim olmak bizleri daha başarılı hale getirecektir.
Disiplin, öğrenmeyi getirmez. Bizler, disiplin ve kurallar koyarak zorla bilgi aktarmaya çalışırsak bu durum etki tepki olayını doğurur ve öğrenciler derslerde başarılı olamazlar. Ayrıca, Ishaan gibi öğrencilerimiz olduğunda yapmamız gereken, öğrenciyi tembellikle suçlamak değildir. Problemi özümseyip sebeplerini düşünmeliyiz. Hatayı öğrencide ve kendimizde aramalıyız. Bu yaklaşım, öğrencileri tanımamıza olanak sağlar. Her çocuk özeldir, kendine özgü becerileri ve başarıları vardır. Öğrencileri tanımak amacıyla çalışmalar sergilemezsek, birçok çocuğu hayata kazandıramaz aksine kaybederiz. Bir gün yatılı okula, resim dersi için vekil öğretmen tayin edilir. Gelen vekil öğretmen, zihinsel ve bedensel yeterliği olmayan öğrenciler için oluşturulmuş okulda görev almış bir öğretmen olduğundan, çevreye ve öğrencilere bakış açısı, onlara olan tutumu ve yaklaşımı, disiplin çerçevesinde katılaşmış diğer öğretmenlerden farklı olarak göze çarpmaktadır. Ishaan’ın sessiz ve korkak oluşu öğretmen tarafından fark edilir. Bir gün Ishaan’ın sıra arkadaşıyla sohbet havasında konuşur ve Ishaan hakkında bilgi edinir. Bizler de bir problem ile karşılaştığımızda gözlemlerimizi yapmalı ve gerekli müdahalede bulunmalıyız.
Vekil öğretmen, Ishaan’ın geçmiş dönemdeki ders notlarını inceler ve belirli aralıklarda aynı problemleri sergilediğini fark eder. Ishaan’ın hastalığını tespit eder. Ailesiyle görüşmeye gider ve şimdilerde hiç resim yapmayan Ishaan’ın aslında resim yapmayı çok sevdiğini öğrenir. Öğrencinin topluma geri kazandırılması için çalışmalara başlar. Öncelikle harfleri ve sayıları tanıması için çeşitli materyaller kullanır. Zamanla Ishaan okumayı ve yazmayı öğrenmiştir. Öğretmen, öğrencinin kendine güvenini geri kazanabilmesi ve toplumda söz hakkına sahip olabilmesi için resim yarışması düzenler. Disiplin-disiplin-disiplin prensibine sahip öğretmenlerin de bu yarışma sayesinde yumuşadığını fark etmekteyiz. Öğrencilerle iletişimi güçlendiren bu durum bize gösteriyor ki iletişim kurmak ve grup çalışmaları yapmak, birlikte vakit geçirmek, disiplinden çok daha etkilidir.
Öğrencilerimizi tanımalı ve onları anlamalıyız. İyi bir öğretmen olabilmek, iyi gözlem yapmaktan geçmektedir. Çevreye, olan bitenlere hakim olmak bizleri daha başarılı hale getirecektir.