16 Nisan 2016 Cumartesi

Bloom Taksonomisi

1956 yılında Chicago Üniversitesi profesörü, Benjamin Bloom’un ‘Eğitsel Hedeflerin Taksonomisi’ olarak açıkladığı çalışma ile uzun yıllar eğitim sisteminde öğrencilerin algı ve öğrenme yapılarını geliştirerek üst düzeye çıkarılmak üzere yararlanılmıştır.
Bloom öncelikle her öğrencinin algı yapısının farklı olduğunu bilerek okul, kurs gibi toplu eğitim verilen yerlerde bu farklılığın etkilerini en aza düşürmek ve bunu çocuk,aile,toplum için faydalı hale getirmek üzere çalışmalara başlamıştır. Bloom modelini oluşturan temel şey; öğrenciye etki eden kişisel algılama farklılıklarını kontrol altında tutarak öğretimin niteliğinin kontrol edilebilmesidir. Bu model ek çaba ve zaman ile her öğrencinin verilmek istenilen bilgiye ulaşmasının mümkün olduğunu göstermektedir. Bunun içinde 3 temel değişken vardır;öğrenci nitelikleri,öğretim hizmetinin niteliği,öğrenme ürünleri.Öğrenmenin birçok tanımı vardır ancak temel anlamıyla öğrenmek; deneyimler,eğitim ve öğretim sonucu davranışta meydana gelen kalıcı değişiklik olarak tanımlanabilir. Her insanın algı biçimi,öğrenme stili kendi içerisinde farklılık gösterir. Kimimiz okuyarak öğrenirken kimimiz deneyimleyerek çözerek öğreniriz. Aynı zamanda zeki bir insanla,normal bir insanın da öğrenme şeklinin farklı olduğu görülür. Yaşla da farklılık gösteren öğrenme şekilleri her bireyin algı düzeyinin ve şeklinin farklı olduğunu göstermeye yetiyor.
Bloom taksonomisi de öğrenmenin birden fazla çeşidi olduğunu söyler ve eğitim aktivitelerinin üç alanını şöyle belirler;
1. BİLİŞSEL TAKSONOMİ
Bu taksonomi çeşidi bilgi ve zihinsel becerilerin gelişimini içerir. Bloom’a göre öğrencilerin düşünme seviyeleri en basitten en karışığa doğru altı seviyeden oluşmaktadır.

Bilgi : Önceden edinilen bilginin hatırlanması ve tanımlanması yani geri çağırınım olarak adlandırılabilir.
Kavrama : Yorumlama,başka sözcüklerle tanımlama,diğer biçimdeki malzeme ve materyallere dönüştürme ,problem yorumu olarak özetlenebilir.
Uygulama : Önceden edinilen bir bilgiyi yeni koşullarda kullanabilmek olarak özetlenebilir.Matematik problemlerini bu kategoride ele alabiliriz.
Analiz : Elde olan verilerden mantıklı çıkarımlar yaparak çözmek,sonuç odaklı inceleme işlemi yapmak olarak özetlenebilir.
Sentez : Parçaları birleştirerek bütüne ulaşmak olarak adlandırılabilir.
Değerlendirme : Sorgulama diyebiliriz kısaca,bir bilgiyi doğru kriterleri seçerek sorgulamak.

2. DUYGUSAL TAKSONOMİ
Bu alanı değerlendirirken hislerin,tavırların,motivasyon ve heyecan gibi duygusal halleri içerdiğini bilmeliyiz.
Bu alanın sınıflandırılması da şu şekilde oluyor; alma olgusu,olguya cevapvermek, değerlendirmek, organizasyon ve karakterize etmek.
Alma Olgusu : Seçicilikte dikkat, farkındalık.
Olguya cevap vermek : Edinilen bilgiye dair sorulara yanıt vermek,cevaplamada itaat.
Değerlendirmek : Sosyal çevrede varlığını planlarıyla gösterir, sonuca ulaşmak için plan yapar,başlatır,sürdürür,takip eder
Organizasyon : Değerleri karşılaştırma,değerlendirme ve sentez yapmak
Karakterize etmek : Grup çalışmalarında başarılı,bağımsız çalışmada güven duyan tavırda,davranışlarını kontrol eder.

3. PSİKOMOTOR ALAN
Algı : Kısaca bir adım sonrasını tahmin etme olarak adlandırabiliriz ya da adım-sonuç ilişkisini kurabilmek
Yerleştirmek : Üretme sürecinin adımlarını sırasıyla belirler, hareket etmeye hazırlık denebilir.
Güdümlü yanıt : Pratik yapmak, deneyimlemek olarak özetlenebilir.
Mekanizma : Yeni öğrenilecek olan bilgiyi ve beceriyi kavramada ara safha olarak adlandırılır.
Karmaşık açık cevap : Edinmiş olduğu bilgilerle yeni bilgileri harmanlayarak otomatik performansla direk hareket etmek.
İcat etme : Edinmiş olduğu verilerle yeni verilere ulaşmak.

Yeni Bloom Taksonomisi 

Yeni taksonomi, orijinal halindeki mantık üzerine kurulmuştur ve gerçekleştirilen değişimler ise şunlardır:
Orijinal taksonominin oluşturulduğu yıllarda pek bilinmeyen “biliş üstü bilgi” kavramı bilgi basamağına eklenerek, taksonominin tek boyutlu yapısının iki boyutlu hale dönüşmesi sağlanmıştır. Bu, revize edilmiş taksonomideki en önemli değişimdir.

Orijinal taksonomide yer alan “bilgi” basamağı “hatırlama” olarak revize edilip, taksonomi isim formdan fiil forma dönüşmüştür.

Kavrama basamağı anlama, analiz basamağı çözümleme olarak adlandırılmıştır. Uygulama basamağı ise aynı konumunda kalmıştır.

Sentez yapmanın değerlendirme yapmaktan daha zor olacağı fikrinin yaygın olarak kabul edilmesi nedeniyle, sentez basamağının yeri değerlendirme ile yer değiştirmiştir. Ayrıca, üst düzey düşünme süreçlerini daha çok vurgulayan yaratma kavramı en üst basamakta yer almıştır.

Taksonominin Yenilenmesine Neden İhtiyaç Duyuldu? 
Taksonominin ortaya çıkış yılı olan 1956 yılından bugüne her alanda pek çok değişiklik ve yenilik gerçekleşti. Bu değişim ve yeniliklerin “eğitim” kavramını etkilemesi de kaçınılmazdı. Bugün eğitimciler “öğretme ve öğrenmenin” düşünmekten daha fazlasını içerdiği kabul ediyor. Bloom Taksonomisi; üst düzey bilişsel bilgileri tam olarak ifade edememesi, güncel bazı meselelerin taksonomi ile bağdaştırılamaması ve değerlendirme basamağında ortaya çıkan güçlükler gibi nedenlerden ötürü Anderson ve Krathwohl önderliğinde bir çalışma grubu tarafından revize edildi ve günün ihtiyaçlarına cevap veren bir hale getirildi.

BLOOM DİJİTAL TAKSONOMİSİ

Bloom’un taksonomisi üzerine çalışmalar yapan Andrew Churches ise bu aşamaları günümüze uyarlayarak taksonomiye uygun eğitsel uygulamaları bir araya getirmiştir. Bunlara ise Bloom’un Dijital Taksonomisi adını vermektedir.

Aşağıda aşama aşama eğitsel uygulamalar verilmiştir.

Bilgi,
Book Creator
Tellagami
PicCollage
Animoto Video Maker
WeVideo

Kavrama,
 Diigo
Evernote
SimpleMind
Easy Voice Recorder
Easy Portfolio

Uygulama,
 Explain Everything
Google Slides
Prezi
Magisto Video Editor & Maker

Analiz ,
Google Drive
ColorNote Notepad
Skitch
EverClip

Sentez ,
 Edmodo
Weebly
Explain Everything
Lecture Notes

Değelendirme,
 Google Keep
Wunderlist
Google Drive
Diigo
Audio Note


Kaynakça:
- https://tr.wikipedia.org/wiki/Bili%C5%9Fsel_alan
-http://www.slideshare.net/mugeveziroglu/bloom-taksonomi-sunumu-presentation
-http://www.bilgiustam.com/bloom-taksonomisi-nedir/
-http://blog.enocta.com/2013/04/05/ogrenmede-yeni-boyut-yeni-bloom-taksonomisi/


9 Nisan 2016 Cumartesi

KAVRAM TÜRLERİ

Kavram, bir nesnenin zihindeki tasarımıdır. Bu bir yönüyle nesneye, diğer yönüyle anlama ifade eder. Kavramın dildeki karşılığına terim denir. Kavramlar yoluyla düşünür, düşündüğümüzü dil yoluyla aktarırız.


1.Soyut ve Somut Kavramlar 


Soyut kavramlar benzer özellikleri düşünsel ya da tanımsal nitelik gösteren kavramlardır. Örneğin ; mutluluk, sevgi, nefret vb. 
Somut kavramlar beş duyu organı ile algılanabilen kavramlardır. Örneğin: Kuş,masa vb.









2.İlişkisel ve Nesnel Kavramlar

Nesnel Kavramlar: İnsanların kendi çevrelerinde bulunan fiziksel varlık ya da nesneleri sınıflamada kullanılan kavramlardır (Araba, Pizza vb.).

İlişkisel Kavramlar : Nesnel kavramlar arasındaki ilişkileri betimlemek üzere kullanılan ve çoğunlukla sözel bilgilerden oluşan önermelere verilen isimdir (Kuvvet: itme, çekme, ivme, sürtünme).



3.Üst,Alt Bağlantılı Kavramlar

Kavramlar kendi içlerinde aşamalı bir yapıya sahiptir ve aslında bir kavram birçok şeyin ortak adı olabilmekle beraber kendisi de başka kavram/kavramların parçası olabilir.
Kavram yapılanması içinde en tepede olan ve en geniş kapsamlılığı gösteren kavrama üst kavram adı verilir.
Üst kavramların küçük bir bölümünü ya da özel parçasını oluşturan bir alt düzey kavramlara da alt kavram adı verilir.








4.Kendiliğinden ve Kendiliğinden Olmayan Kavramlar

Kavramları oluşumuna göre iki kategoriye ayıran Piaget (1964) çocukların düşüme özelliklerini doğrudan yansıtan kavramlara kendiliğinde oluşan kavramlar adını vermiştir. Küçük çocukların kediye “miyav”, köpeğe “hav hav ” ismini takmalarını bu kavramlara verdikleri etiketler olarak göstermektedir.
Çocukların, genellikle yetişkinlerin istediği doğrultuda sergilediği düşünme biçimini gösteren kavramlara da kendiliğinden olmayan kavramlar adı verilmektedir.












5.Günlük ve Bilimsel Kavramlar

Kavramların oluşumunu doğal ve eğitsel bağlamda ele alan Vygostky (1994) kavramları günlük ve bilimsel olarak sınıflamaktadır. Buna göre günlük kavramlar, günlük bağlamda gelişen, çocukların okul dışında yetişkinler ile etkileşimi sonucu oluşan kavramlardır. Bu kavramlar çocuğun kendi kafasında biçimlenir, başkaları tarafından amaçlı biçimde öğretilmez.
Buna karşın bilimsel kavramlar ise belirli bir bilim dalıyla ilişkili olarak okulda öğretilir.  Bu kavramlar; uygun biçimde tanımlanır, sistematik yönden aşamalı bir yapı içindedir, mantıksal düzenleme içinde sunulur ve sözel olarak kapsamlı biçimde tanımlanabilir.



Kaynakça:
http://ogta.net/lesson/strateji-sunum

2 Nisan 2016 Cumartesi

BÖTE...

BÖTE KAVRAMI NEDİR ?


Kaynak:

https://tr.wikipedia.org/wiki/Bilgisayar_ve_%C3%96%C4%9Fretim_Teknolojileri_E%C4%9Fitimi_B%C3%B6l%C3%BCm%C3%BC

http://gef-bote.gazi.edu.tr/posts/view/title/neden-bote%3F-45846

http://www.bahcesehir.edu.tr/icerik/3312-bilgisayar-ve-ogretim-teknolojileri-egitimi

24 Mart 2016 Perşembe

Öğrenme Stilleri


Merhaba arkadaşlar bugün öğrenme stillerini ve bu stillerin öğretim tasarımındaki yeri üzerine bir blog yazacağım. Öncelikle ufak bir testle kendi stilimizi az çok tahmin etmeye çalışalım sonra bu stillerin özelliklerini öğrenelim.

1. Bir toplantıda sizi çok etkileyen biriyle tanıştınız. onu düşündüğünüzde önce;
a. yüzünü, giyimini kuşamını hatırlarım
b. bana söylediği sözleri hatırlarım
c. elimi sıkışı

2. Size birisi adres tarifi yaparken hangi yolla yapmasını tercih edersiniz?
a. bir kağıda gideceğim yolu cizmesini isterim
b. bildiğim binaları ve yerleri referans olarak kullanarak bana gideceğim yolu anlatmasını isterim
c. gerekli bilgileri aldıktan sonra gideceğim yolu sezgilerimle bulurum

3. bir karar verirken önce;
a. olası sonuçları zihnimde canlandırırım
b. zihnimde secimlerim arasında tartışma yaparım
c. içimden gelen dürtüye göre secim yaparım

4. eşiniz uzun bir iş gezisinde ve size bir koli gönderiyor.
a. aşk mektubu ve bir fotograf cıkmasını tercih ederim
b.kendi sesiyle doldurduğu içinde romantik sözler bulunan bir kaset
c. kendi parfümü veya traş losyonunun kokusunu döktüğü minik bir yastık

5.bir matematik problemi cözerken;
a.rakamlar gözümün önünde canlanır
b.rakkamları zihnimde sayarım
c.prmaklarımı kullanarak hesablarım

6.hangisi sizin en cok güvendiğiniz bir yeteneğinizdir?
a.bir kez gördüğüm yüzü kolay kolay unutmam
b.bir sarkıyı birkaç dinşeyşten sonra söyleyebilirim
c.ilk kez yediğim bişeyin içindeki malzemeleri ve baharatları sayabilirim

7.hoşlanmadığım bir insanın;
a.yüzünü görmekten rahatsız olurum
b.sesini duymaktan rahatsız olurum
c.yakınımda olmasından rahatsız olurum

8.yeni bir araba alırken, benim için;
a.önce görünüşü önemlidir
b.ne kadar hız yaptığı ve motorun sesi önemlidir
c.içinin rahatlığı v e koltuğun yumuşaklığı önemlidir

10.Bir tatil yöresi secmek için;
a. yöreyle ilgili broşürleri görmek isterim
b.daha önce giden dostlarımın söyledikleri referanstır
c.kumların yumuşaklığını, denizin tuz kokusunu burnumda hissedeceğim bilmek benim için yeterlidir.

11. Bir insana anında vurulduysanız bu duyguyu ve aşkı nasıl tanımlarsınız?
a.ilk görüşte aşık oldum. ilk bakışta aşk bu olsa gerek. dünyam aydınlandı. hersey daha güzel görünüyor. bir ışık gibi girdi hayatıma
b. frekanslarımız aynı. kalbim küt küt atıyor. içim cıvıl cıvıl
c.içimin eridiğini hissediyorum

12.kendimi endişeli ve strestli hissettiğimde önce;
a. dünya gözüme daha karanlık görünüyor
b.normal sesler bile beni rahatsız ediyo
c.içimde daralma hissediyorum

13. bir insanı işe alırken önce;
a.cvsinde yazılanlar ve görüşünü beni etkiler
b.referanslar ve başkalarının onun hakkında söyledikleri beni etkiler
c.içimin ona ısınması ve olumlu duygular hissetmem beni etkiler

14.Bir iş için eşit nitelikte üç kişi müracaat ediyor. hangisine öncelik tanırsınız?
a.güzel yakışıklı, düzgün görünümlü olan kişi
b. sıradan görünümlü ama sizinle uyumlu calışacağını düşündüğünüz kişi
c.tarzıyla alışılageldik olmayan ama sizde güven ve rahatlık hissi uyandıran kişi


DEĞERLENDİRME 
a'lar coksa: görsel
b'ler coksa : işitsel
c'ler coksa :kinestetiksiniz

NOT: 1-3.Sınıflarda kinestetik özellikler fazladır,4-7.sınıflarda işitsel özellikler,8-12.
sınıflarda görsel özellikler güçlenmektedir.

Öğrenme stilleri nedir?
Herkes öğrenebilir ama herkes aynı şekilde öğrenmez. Bu, çocuklarınız için de geçerli. Her çocuğa uyabilen, standart bir öğrenme stili yok. Çocuğunuzun öğrendiği yolu bulup o yönde ilerlemesini kolaylaştırmanız gerekir. Başarısı ancak bu şekilde artar. Algılaması, ilişkileri, bilişsel, duygusal ve fizyolojik yapısı onun öğrenme stilini belirler. Önemli olan en uygun şekilde öğreneceği stille öğretebilmek. 

Her çocuk farklı öğrenir
Eğitim öğretim sürecinde çocuğunuzun öğrenme stillerinin belirlenmesi etkin öğrenmeyi sağlamamız için gerekli.
Öğrenme stillerini genel olarak 3 ana başlık altında toplarız. Bunlardan birincisi görerek öğrenme, ikincisi dokunarak, tadarak öğrenme (kinestetik) ve son olarak da duyarak öğrenmedir. Herkes bunların birkaçına sahip olabilir ama hangi öğrenme stilinin baskın olduğu kişiden kişiye değişir. 


Görsel öğrenenlerin özellikleri
Özel yaşamlarında genellikle düzenli ve titizdirler.
Sözlü talimatları takip etmekte zorlanırlar.
Harita, poster, şema, grafik gibi görsel araçlarla kolay öğrenirler ve bu araçlarla öğrendiklerini kolay hatırlarlar.
Kurallara uymak ve disiplinli olmak en büyük özellikleridir. 
Karmaşık ve ne olacağı belli olmayan işlerde huzursuz olurlar.
Plansızlık onlar için huzursuzluk demektir. 
Mükemmellik onlar için önemlidir.
Hızlı konuşurlar, iyi gözlemcidirler.
Okumaya düşkündürler.
Okudukları ve yazdıkları metinlerde yazım, noktalama ve diğer dil bilgisi kurallarına duyarlıdırlar.
Bir şey düşünürken gözleri yukarı doğru bakar. 


İşitsel öğrenenlerin özellikleri
Ses ve müziğe duyarlıdırlar. 
Sohbet etmeyi grupla çalışmayı severler.
Genellikle ahenkli ve güzel konuşurlar. 
Daha çok konuşarak, tartışarak öğrenirler. 
Bir şey düşünürken kulak hizasına doğru bakarlar.
Gözle okuma sırasında hiçbir şey anlamayabilirler.
Bulundukları ortamlarda gürültüden çok rahatsız olurlar.
Yazarken noktalama işaretleri, dil bilgisi hataları yapabilirler. 


Dokunsal–kinestetiklerin (tadarak öğrenme) özellikleri 
Kinestetikler dünyayı adeta vücutları ile hisseder ve o dünyayı anlamak için de tüm vücutlarını kullanırlar.
Sürekli hareketlidirler, yerlerinde duramazlar, aktif olmayı severler. 
Plan ve programdan fazla hoşlanmazlar. 
Monoton ve yavaş konuşurlar, az ve öz konuşmayı severler. 
Dokunmak onlar için en kolay iletişim kurma yoludur. 
Düşünürken aşağı doğru bakarlar, dağınıktırlar. 

Sosyal Öğrenme ve Özellikleri

Bazı öğrenciler de başkalarıyla sosyal etkileşim halinde daha iyi öğrenirler. 
Şunu unutmamak gerekir ki, öğrenme stili kadar kişinin en iyi öğrendiği ortamda öğrenmeyi etkilemektedir. Ses, ısı, ışık gibi birçok dış etmen öğrenme düzeyini etkilemektedir. Bu tip farklılıkları kendimize yönelteceğimiz birkaç soru ortaya çıkarabiliriz: 

• Tek başıma mı yoksa küçük bir grupla mı daha iyi öğreniyorum? 
• Herhangi bir konuyu öğretmenim mi anlatınca daha iyi öğreniyorum, yoksa arkadaşlarım mı? 
• Büyüklerimden mi yoksa yaşıtlarımdan mı daha iyi öğreniyorum? 
• Gündüz mü yoksa gece mi daha iyi öğreniyorum? 

Bu ve benzeri sorulara vereceğimiz yanıtlar öğrenme stilimizi daha net bir şekilde ortaya koyacaktır. Ancak hiçbir insan tek bir öğrenme stiline sahip değildir. Hayatımızın farklı zamanlarında, farklı stillerde öğrendiğimiz olmuştur. Uzmanlar bunu genellikle şöyle ifade ederler; Birey 1.-3. sınıflarda kinestetik, 4.-7. sınıflarda işitsel, 8.–12. sınıflarda görsel özellikler göstermektedir.


Öğrenme stillerinin önemi
Günümüzde bazı okullar öğrenme stillerinin ne kadar önemli bir konu olduğunun bilincinde. Bu okullar öğrencilerine hangi öğrenme stilinin daha baskın olduğunu ortaya çıkaran testler uyguluyor ve bunlara uygun stratejiler belirleniyor. Tabii ki bu çok etkili bir yöntem. Ama ne yazık ki birçok eğitim kurumunda uygulanamıyor. Sınıf başına düşen öğrenci sayısının fazlalığına, öğretmenlerin iş koşulları nedeniyle yaşadığı tükenmişlik eklenince sonuç; geleneksel didaktik ders anlatımı, harfi harfine not tutmak ve ‘çıt çıkarmadan’ derste oturmak oluyor. Hal böyle olunca çocuklara okulu sevdirebilmek, derse merak uyandırabilmek de zorlaşıyor. İşte bu noktada öğrenme stilleri, çocuğunuza etkin öğrenmeyi sağladığı kadar onun öğrenmekten keyif almasında da etkili. Onun öğrenmenin keyfine varmasını sağlamak en büyük hedef olarak sayabiliriz. Çünkü günümüzde eğitim sisteminin tekdüzeliği, çocuklara neden bir şeyler öğrenmeleri gerektiğini anlamalarını zorlaştırıyor. Okul için değil yaşam için öğrenmenin gerekliliğini öğretebilme de anne-babalara ve eğitimcilere düşüyor. 

Kaynakça:
http://rehberlik.beykent.k12.tr/makale/detay/OGRENME_STILLERI_OZELLIKLERI/524
http://www.duslersokagi.com/kampus/t18373-ogrenme-stilleri---gorsel-isitsel-kinestetik.html
http://www.anadoludershaneleri.com/rehberlik/ogrenme-stilleri
http://www.gazetevatan.com/cocuklarda-ogrenme-stilleri----531840-super-anne/
Ogta.net

19 Mart 2016 Cumartesi

İhtiyaç Türleri



Merhaba arkadaşlar bugün sizlere ihtiyaç türlerinden bahsedeceğim ve kendi başıma gelen ya da gördüğüm örneklerle bu ihtiyaçları sizlere açıklamaya çalışacağım.

1.Normatif ihtiyaçlar: Bizden beklenenlerle yapabildiklerimiz arasındaki farktır. Hedef kitlenin ulusal bir standartla karşılaştırılmasıyla belirlenir.

Kimi insanların korkulu rüyası olan sınavlar (YGS,LYS,KPSS,ALES vs. ) genelde toplumun büyük bir kısmının girdiği sınavlardır. Bu sınavları kazanmadan hayatımızı kazanmamızın zor olacağını düşünür hep insanlar işte bu noktada normatif ihtiyaçlar dediğimiz ihtiyaçlar belirler bazı standartları işte herkes bu sınavdan 300 üzeri almış ama sen alamamışsın felan diye karşılaştırılırız genelde  yani toplumun geneli ile bir kıyaslama yapılıyorsa sizin için, bu normatif ihtiyaça bir örnek olarak verilebilir.






2.Karşılaştırmalı ihtiyaçlar: İhtiyaçlarda hedef kitle aynı koşullarda olan başka bir grupla karşılaştırılır.

Karşılaştırmalı ihtiyaçlarda normatif 
ihtiyaçlara benzer ancak bir farkı vardır birinde toplumun geneli ile bir grubu karşılaştırırken diğerinde aynı koşullarsa sahip 2 grubu bir biri ile karşılaştırırsın. Örnek verecek olursak bir özel okul düşünelim ve 1A be 1B sınıflarının koşularını karşılaştıralım hemen hemen bütün öğrencilerin gelir düzeyleri bir birine yakın olsun ve ayrıca derslerine giren öğretmenler, bu sınılar için kullanılan materyaller ve kurallar aynı olsun ama bu sınıflar arasında yinede sınav ortalamaları arasında bir fark olsun işte bu sınıfların karşılaştırılması karşılaştırmalı ihtiyaç türüne bir örnek verile bilir. 

3.Hissedilen ihtiyaçlar: Bireysel bir istek ya da ihtiyaçtır. Bu tür ihtiyaçlar en iyi görüşme ve anket yoluyla belirlenir.

Bazen yapmak istediğimiz bir şey vardır ama bir türlü sonuça ulaşamıyoruzdur. Bir şeyin eksik olduğunu biliriz ama ne olduğunu anlayamayız. Mesela zayıflamak isteyen biriyiz ve zayıflamak için pek bir şey yapmıyoruz sadece zayıflamamız gerektiğini düşünüyoruz ama bunun bir ihtiyacımız olduğunuda biliyoruz. Bu olay bir hissedilen ihtiyaça örnek verilebilir.



4.İfade edilen ihtiyaçlar: hissedilen ihtiyacın eyleme dönüştürülmüş hali olarak tanımlanır. 

Yukardaki örnekten devam edersek yani zayıflamak için bir uzmana başvurup ve bir spor salonuna kaydolursak hissedilen ihtiyaçı eyleme dönüştürmüş oluruz.Bu da ifade edelilen ihtiyaça bir örnek olur.






5.Önceden tahmin edilen ya da geleceğe ilişkin ihtiyaçlar:gelecekte oluşabilecek ihtiyaçların belirlenmesi üzerine odaklanır. Örnek: Bir okul müdürünün teknolojik gelişmeleri dikkate alarak bir sonraki eğitim öğretim döneminde yeni teknolojik araçların kullanıldığı eğitim öğretim uygulamalarının yapılmasına kara vermesi.

Hayatmızda çok karşılaşağımız bir ihtiyaçtır mesela yeni evlenmiş bir çifti düşünelim bir çocuk yapmak istiyorlar ama bunun için hazırlık yapmaları gerekiyor işte çocuk odası hazırlamak, onun için yatak hazırlamak, kıyafet almak ve dahada geniş düşünürsek ileride okul masraflarını düşünmek hatta dahada ileriyi düşünürsek büyüdüğünde onunda bir evi olması için şimdiden bir birikime başlamak gibi ihtiyaçlar bu ihtiyaç türüne örnek verile bilir. 

6.Acil İhtiyaçlar: Mager(1984) acil ihtiyaçları; nadir oluşan fakat önemli sonuçları olan başarısızlıklar olarak tanımlar.

Bu ihtiyaç türüne örnek verecek olursak mesela yolla yürüyoruz ve elimizde telefonumuz var ve önümüze bakmadan yürüyoruz aniden karşımıza biri çıkıyor ve onunla çarpışıyoruz telefon elimizden düşüyor ve kaymaya başlıyor bizde yakalamak için peşinden koşuyoruz tam yakalamak üzereyken telefonun üstünden bir araç geçiyor ve telefon kırılıyor ve bizim acilen bir telefona ihtiyacımız doğuyor. İşte bu ve bu gibi örnekler acil ihtiyaçalar için verile bilir.

Kaynakça
ogta.net


12 Mart 2016 Cumartesi

Böte Nedir ? Nasıl Tanımlanır ?





Eğitim İletişimi ve Teknolojisi Birliği (Association for Educational Communications and Technology-AECT) tarafından 2007 yılında yapılan tanımda öğretim teknolojisi, öğretimi gerçekleştirmek ve insan performansını arttırmak için süreç ve kaynakların oluşturulması, kullanılması ve yönetilmesini içeren etik bir uygulama alanı olarak tanımlamaktadır (Januszewski ve Persichitte, 2008). Bu tanımı incelendiğinde aslında öğretim teknolojilerinin temel amaçlarından birinin insan performansını geliştirmek olduğu görülmektedir. İşte bu noktada karşımıza performans teknolojisi terimi çıkmaktır. Performans teknolojisi insan performansını arttırmaya yönelik sistematik, kapsamlı ve analitik bir yaklaşımdır (Van Tiem ve Moseley, 2004; Wilmoth, Prigmore ve Bray, 2010). İnsan performansının geliştirilebilmesi için temelde kişinin performansını etkileyen faktörlerin bilinmesi gerekmektedir. Wile (1996) çalışmasında insan performansını etkileyen tüm faktörleri; Kurumsal sistemler, Teşvikler, Bilişsel Destek, Araçlar, Fiziksel çevre, Bilgi ve beceriler, Doğuştan yetenekler olarak sıralamaktadır. Bu faktörler incelendiğinde temelde bilgi ve beceri faktöründen kaynaklanan bir sorunun çözümü öğretim teknolojileri olabilmektedir.


KAYNAK
 Makale adı: Böte Nedir? Nasıl Tanımlanır? Okul Müzesiyle Başlayan Serüvenden İnsan Performans Teknolojilerine Uzanan Yolculuk
Yazarlar: Hasan Çakır, Ayça Çebi, Seher Özcan

EĞİTİM TEKNOLOJİSİ KURAM VE UYGULAMA / EDUCATIONAL TECHNOLOGY THEORY AND PRACTICE
Cilt 3, Sayı 2, Yaz 2013 
Volume 3, Number 2, Summer 2013

 Genel Yayın Editörü / Editor-in-Chief: Dr. Halil İbrahim YALIN 
Yardımcı Editör / Co-Editor: Dr. Tolga GÜYER 
Sorumlu Yazı İşleri Müdürü / Publisher Editor: Dr. Sami ŞAHİN
 Redaksiyon / Redaction: Figen DEMİREL UZUN 
Dizgi / Typographic: Şeyma Büşra GÜLEN 
Kapak ve Sayfa Tasarımı / Cover and Page Design: Dr. Bilal ATASOY 
İletişim / Contact Person: Dr. Aslıhan KOCAMAN KAROĞLU